Çatlaklarıma Dokununca Sızlıyorum
İnsan olmanın en kötü yanı da insan görünümlü yaratıklara gösterdiğimiz sabırdır.
Öyle sabrederiz ki zıvanadan çıkmış gibi.
Hak etmediklerini bile bile, manyak gibi sabrederiz. Neden ? Biz insanız değil mi?
Bazen insan olmamak istiyorum yahu (!)
Gerçekten insan olmamak istiyorum ki, insanlıktan çıkmış gibi davranayım da görsünler nasılmış?
Ama beceremiyorum ben.
İlla insan olacağım.
Ha bu da yetmiyor bana, insan olup aynı zamanda iyi ve mantıklı bir insan olacağım.
Yok artık dediğinizi duyar gibiyim.
Dünyada benim gibi salaklara az rastlanır.
Çabalarımın boşa gittiğini anladığım zaman kendime daha çok sinirleniyorum.
Sinirlenince ağlıyorum.
Ağladıkça sinirleniyorum.
Öyle bir kısır döngüye giriyorum ki, en son kendimi yorgunluktan sızmış vaziyette buluyorum.
Sonra kalkınca kendime gelmek zorundayım.
Öyle bir de zorunluluğum var.
Sinirimi ve acımı gizli yaşamalıyım.
Hani bir vazo kırılır sen onu yapıştırırsın üzerine süslü bir kağıt yaparsın, resimle falan süslersin.
O vazo dışardan daha güzel gözükür artık.
Ama çatlakları fazladır, bir daha darbe alırsa bir araya gelmez.
Öyleyim işte, kendi kendimi düzeltiyorum her zaman o vazo gibi.
Dışım mükemmel bir görüntüye sahip, gülen yüzümle harikayım (!)
Ama işte birisi çatlaklarıma dokununca sızlıyorum.
Oysa ben dünyada seçme şansım olsaydı, toprak olurdum.
Deniz olurdum, okyanus olurdum.
Ama insan olmazdım.
İnsan olmak istemezdim bu kadar yaratık içinde.
***
Vaktim olmadığını hissediyorum bazen.
Nefesim öyle bir kesiliyor ki, ölecekmişim gibi hissediyorum.
Dua ediyorum kendime kendime.
Ya da dua edemiyorum duamı da, bilmiyorum.
Kırdığım ne kadar cümle varsa onlardan da özür diliyorum.
Kendimden de özür diliyorum, bu kadar eksildiğim için..
Çok eksildim ben, kendimden çok verdim.
Huzuru kaybettim önce.
Sonra hüznümü kaybettim.
Hüznümü bile kaybettim ben.
Gözlerimin yaşla dolması gerekirken,
Artık gözlerim buz kesiyor ve tek bir damla yaş dahi akmıyor.
İnsanın gözleri buzlar mı?
Kirpikleri donar mı hiç?
Göz kapakları kapanmaz olur mu?
Oluyormuş..
Ağlamanı ve pes etmeni bekleyen yaratıklara inat gözlerin buz kesiyormuş.
Sırf ağlamamak için göz kapaklarını olduğu gibi tutmak gerekiyormuş.
Huzuru ve hüznü aynı anda kaybedince, ruhsuzluğun pençesinde oluyormuşsun.
Ama ne kadar ruhsuz olsan da, içindeki duyguları öldüremiyormuşsun.
Sadece tek cümle çıkar ağzından bazen.
Yazamazsın bile.
Üzgünüm.
Gerçekten üzgünüm.
Tırnak uçlarıma kadar üzgünüm.
Saç diplerime kadar da sinirliyim.
Kirpik dipleri donacak kadar susmak da varmış..
Hazmedemiyorsun bazen susmayı da.
Hazmedemediğinden, deliye dönüyorsun.
Az geçtim, uz geçtim.
Ben sadece, vaz geçtim.
Başımı dizlerime koyup uyumak istiyorum.
***
Vazgeçmek dedim de aklıma bu dörtlük geldi.
Eklemeden edemedim..
Hava serin mi oralarda?
İçimde cehennemden korolar var.
Gönlüm alev alacak kadar kor olanda,
Vazgeçmeyi beceremem ki zor olandan.
Derin / İnsancıklar
Etiketler acı ağlamak ağrı aşk yazıları çabalar günlük hüzün hüzün yazıları huzur huzursuzluk insan insan hakkında insan olmayanlar insan ve toplum insanlar ölmüş insanlık ölmüş kalp kırık bir vazo kırıklarımı aldırdım kırıldım kırılmış köşe yazıları ölüm papatya sancı sessizlik sevgili günlük sıkıldım sızı tumblr tumblr girl tumblr yalnızlık tumblr yazı vedalar yalnızlık yazı yazmak zaman yok
Merhaba sözcüklerim,Yıllar önce okuduğum kitabı aralar gibiyim.Sanırım sarılmaya geldim kendime. Her zaman boş verdiğim, ertelediğim, unuttuğum,unutmak istediğim, ağlatmaktan korktuğum,susturduğum, hırpaladığım,kendime sarılmaya geldim.. Bu biraz acı biliyor musunuz?Sarılacak kimsesi olmayan kendimi..
Dünyada benim gibi salaklara az rastlanır.
Çabalarımın boşa gittiğini anladığım zaman kendime daha çok sinirleniyorum.
Sinirlenince ağlıyorum.
Ağladıkça sinirleniyorum.
Bu yazı beni anlatmıs özellikle bu kelimelerde kendimi buldum yüregine sağlık