Ekim

Özlemimi anlatmak için almıştım kalemi elime.
Tek yapabildiğim bir müzik parçasına takılıp kalemi sıkıca kavramak..
Yazmak yerine bakıyorum ellerimdeki kaleme, öyle zor ki özledim yazmak..
Milyonlarca ötede adımı fısıldasa duyarım..
Daha nasıl anlatayım ben bu duyguyu.
Özlem değil belki de, ötesi..
Gözyaşım akmıyor ne zamandır.
Sadece acıyorum,
Sızlıyorum.
Ve yalnızlaşıyorum…
Sürekli sessizde olan telefonumun sesini açtım.
Ekrana bakıyorum yerli yersiz, dakikalarca.
Aramıyorsun.
Kayboluyorum bazen kitap okurken, sürekli kitap okumak istiyorum.
Kitaplardaki karakterlerden dünya yapıyorum kendime.
Karakterlere senin adını koyuyorum.
Sanki özlemim diniyor o anlarda.
Seni okuyorum..
Ama aramıyorsun.
Ben sana çıkmayan tüm yolları teker teker geri döndüm.
Hayat sana çıkarken nasıl olursa yollar sana çıkmaz?
Çıkmayan sokaklara giriyorum bazen.
Sonu olmadığını bile bile yeniliyorum özlemime.
Gelmiyorsun.
Kaçıyorum hep kendimden.
Vazgeçmeyi beceremeyişlerime kızıyorum.
Her gece senden vazgeçip,
Her rüyamda seni sarıyorum.
Papatyalar veriyorsun ellerime.
Kokmuyorlar..
Papatyalar dalından kopunca kokmaz.
Dalımda güzeldim ben de.
Artık yaşam kokmuyorum hiç..
Ve ertesi sabah yine sana uyanıyorum.
İncindim..
Tırnaklarımın ucundan, saç diplerime kadar.
Kırıldım sustuğum yerlerden.
Özlediğim yerlerden kanadım hep.
Güçlüyüm ben, kimseye göstermiyorum göz yaşlarımı.
Ağlamıyorum ki?
Sözüme sen kaçıyor her yazımda.
Ne zaman kalemi elime alsam, “sen” dökülüyor mürekkebinden.
Kağıt sen oluyorsun zaman zaman.
Yazarken özlem gideriyorum işte..
Kendimi anlatıyorum sana işte.
Bazen sanki hiç gitmemişsin gibi hissediyorum.
Bazı şeyler hiç olmamış gibi.
İçimden bu kadar sen gelirken,
Sen, gelmiyorsun.
Üzgünüm ben ben olmaktan çıktım..
Son satırlar değil asla,
Zor satılar..
Ekim gibi zor.
Ekim gibi keskin.
Ekim kadar kışın habercisi.
Ve hep ekim kadar umutsuz..
Bir şarkı söylüyorsun, kulaklarımda çınlaması..
Ve Sen hala “sesinle öpüyorsun” ..
Derin / Küllenmeyenler

Yorum yaz