Savrulan Kelimeler
Başkasında unutulan bir nesne gibi hissederiz bazen.
Çok önemli de olsak unutulmuşuzdur.
Ve sonra zaten vazgeçiliriz.
İnsan bir kere unutursa bir daha bağlanamaz.
Bir ip koptuğunda uçlarını birleştirip tekrar bağlarsın.
Ama o ip hiç bir zaman eski kusursuzluğunda olmaz.
Ne anlatıyorum ki ben şimdi.
Kendi kendime yok olmaktan başka bir şey değil bu satırlar.
Anlatmak rahatlatır ya bazılarını beni boğuyor.
Anlatmaktan yoruldum ben, hiç anlamayanlara ..
Cümlelerimin hepsi yarım aslında.
Çıkmıyor tam anlamıyla içimdekiler.
Çürüdüm.
İçim çürüdü benim.
Avuçlarıma bakıp çoğu gece yalvarmışımdır Allah’a.
Al beni..
Almadı.
Ben de vazgeçtim ölüme yalvarıştan.
Sadece cümle katili oldum artık.
Ne zaman rüzgar esse yüreğimin bozkırlarında.
Savrulan başaklar gibi dağılıyor kelimelerim anlamlı anlamsız.
Ve ne zaman ben kalemi elime alsam.
Ellerim titrer.
Üşüyen ellerim bir daha üşür.
Daha çok üşür.
Hep üşür.
Ben şiir yazamam hiç.
Denemedim de.
Sadece alt alta yerleştirilmiş uzunlu kısalı satırlarım var.
Birbirleriyle tamamıyla bağımsız.
Her cümle akmayan bir gözyaşının bedelidir bazen.
Uzun ve sık nefes alışverişlerim.
Her yutkunduğumda boğazıma çarpan yumruk..
Ellerimi birbiriyle kavuşturup parmak çıtlatmalarım.
İç çekişlerim.
İçimi çekişlerim.
Ve çelişkilerim.
Hepsi benim.
Silinmiyor hiçbir şeyin anısı ve dinmiyor hiç bir acı.
Sallanıyor tüm yapraklarım en ufak rüzgarda.
Güçsüzüm demiyorum.
Sadece tutamıyorum yapraklarımı artık.
Ellerimi semaya açıp “Allah’ım acı bize” demekten başka dua gelmiyor dilime.
Zira tüm duaları ezberden okudum her gün.
Ve tekrar;
“ALLAH’IM ACI BİZE”
Derin / Çok Gecelerden
yazılarda kendimi bulma sebebini dusunuyorumda yarım kalmıslıklarmı, kendinme yetememekmi, icimizdeki öfkemi, çözemedim bendeki durumu:) insallah sen cözersin icindeki cümleleri yüregine kalemine saglık